top of page

ABESE SURESÄ° Hakkında Bilgi Mumsema ABESE SURESÄ° 


Sure Hakkında Bilgi


Adını, ilk ayetindeki "abese" kelimesinden almaktadır. Abese, yüzünü ekşitmek, buruşturmak, surat asmak, bir şeyden hoşlanmadığını yüz ifadeleriyle bu şekilde belirtmek anlamına gelmektedir. Peygamberimizin, kendisiyle konuşmaya gelen bir âmâya sırtını dönmesi nedeniyle, ikaz edilmesini anlatan bir suredir. Rivayete göre bir gün Hz. Peygamber müşriklerin ileri gelenlerinden bir gruba dini tebliğ ederken yanlarına müminlerden olup gözleri görmeyen Abdullah ibn Ümmi Mektûm gelmiş ve Hz. Peygamber'e yaklaşarak Kur'an âyetlerinden bir kısmını kendisine tekrarlamasını veya açıklamasını istemişti. Etkisi azalacağı için konuşmasının kesilmesinden rahatsız olan Hz. Peygamber, Abdullah'a ilgi göstermemiş, bunun üzerine bu surenin Resulullah'ı (s .a.) uyaran ilk on ayeti inmiştir 42 ayetten oluşan sure, Mekke'de inmiştir. Mushaftaki sıralamada 80., nüzul sırasına göre ise 24. suredir.


Surenin temel konuları


Ä°nsanlara karşı davranış ilkeleri, 
Kafirlerdeki kibir, müstaÄŸnilik ve nankörlük, 
Ä°nsanın yeryüzü serüveni, 
Hesap gününde yakınların bir fayda vermemesi. 

Surenin temel mesajları


Peygamberimiz bir gün Mekke'nin ileri gelen, zengin ve itibarlı kiÅŸilerine Ä°slam'ı anlatmaktadır. Tam o sırada oraya, âmâ olan ve Mekke'nin asillerinden olmadığı anlaşılan Abdullah b. Ãœmmü Mektum gelir. 

Ä°bn Ãœmmü Mektum'un amacı Ä°slam hakkında bilgi almaktır. Fakat Ä°bn Ãœmmü Mektum'un geliÅŸi, Mekke'nin asillerine dini tebliÄŸ etmekle meÅŸgul olan Hz. Peygamber'in konsantrasyonunu bozmuÅŸ, doÄŸrusu peygamberimiz bundan pek hoÅŸlanmamıştır. HoÅŸnutsuzluÄŸunu da yüzünü ekÅŸitip, Ä°bn Ãœmmü Mektum'a sırtını dönerek göstermiÅŸti. Böyle yapmakla, sanki Ä°bn Ãœmmü Mektum'a, "ÅŸimdi nereden çıktın" der gibi bir tavır takınmış olmaktadır. Ä°ÅŸte bu tavrı, alemlere rahmet olarak gönderilen, üstün ahlaki yaratılışa sahip olan, örnek insan Hz. Peygamber'in peygamberliÄŸine yakışmamış, yüce Allah da onu bu davranışından dolayı ikaz etmiÅŸtir. Bundan anlaşılan ÅŸudur: Ä°nsanları dış görünüşleri ve sahip oldukları imkanlarla deÄŸil, iman ve ihlasıyla, erdemiyle deÄŸerlendirmek gerekir. Mal mülk sahibi nice kiÅŸiler vardır ki, Allah katında deÄŸersizdir: buna karşılık sade bir hayat süren, temiz kalpli nice yoksul vardır ki, Allah katında deÄŸerlidir. 


Kur'an, öğüt almak isteyenler için en deÄŸerli hazinedir. 


Bir damla meniden yaratılan insan, kendi haline bakmaz da, kendisini yaratan ve nice nimetler bahÅŸeden Allah'a nankörlük eder. 


Dinin amacı ahlaki olgunluÄŸa ermiÅŸ insanı ortaya çıkartmaktır. Bizim dünyaya gönderiliÅŸ ve iman ve ibadetle mükellef tutuluÅŸ gayelerimizden en önemlisi, ahlaklı varlıklar haline gelmemizin saÄŸlanmasıdır. 


Ä°nsanoÄŸlu toplumsal bir varlıktır. Allah onu bu ÅŸekilde yaratmıştır. Ekonomik gücü ve sosyal statüsü ne olursa olsun, baÅŸkasına muhtaçtır. Türkçe'deki "insan insanın külüne muhtaç" deyiÅŸi ne kadar manidardır. 


Allah insanı yaratmış, bir nutfe haline getirmiÅŸ, can vermiÅŸ, dünya hayatını tattırmıştır. Sonra insanı öldürür ve nitekim onu hesap için yeniden diriltir. Ä°nsanın yeryüzündeki serüveninin özeti aslında bundan ibarettir. 


Kıyamet günü insanlar hesaba çekileceÄŸi zaman, hiç kimse birbirine yardım edemez. 


Hasenat Programından alınmıştır. 

Meal dinle -
00:0000:00
Dinle -
00:0000:00
bottom of page